- haberi olan
- хәбәрдәр
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
HABERÎ — (Haberiyye) Haberle ilgili. Haberden ibaret olan. * Gr: Yüklemle ilgili … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BÂ-HABER — Haberi olan, haberli. * Zeki, akıllı. * İhtiyatlı, tedbirli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GAYB-AŞİNA — f. Gaybı bilen. Gaybdan haberi olan. Gelecekten veya âhiretten haberi olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
haberli — sf. 1) Bir olay veya durum üzerine bilgisi olan, haberi olan Haberli konuk. 2) zf. Haber vermiş veya almış olarak Biz oraya haberli gittik. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller haberli olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sosyal ilişki — is., top. b. Birbirlerinden haberi olan, en az iki insan arasında bir süre devam eden, anlamlı, belirli amaçları bulunan sosyal bağ Şehirlerde sokakların toplaşmasından doğan mahalle birirmleri, sosyal ilişki bütünlüğü yaşatırdı. A. Boysan … Çağatay Osmanlı Sözlük
HABERDAR — Haberli, vâkıf, bir mes eleden haberi olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUHTEBİR — Yoklayan, deneyen, tecrübe eden. * Sağlam haberi olan. İyice bilen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VUKUFDÂR — f. Haberi olan. Bilgili … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VÂKIF — Bilen, haber sahibi. Aşina. Bir işten iyi haberi olan. * Vakfeden. * Duran, ayakta duran … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NASS — Kat ilik, kesinlik, açıklık. Te vile ihtimali olmayan söz veya delil. * Kur ân ı Kerim veya Hadis i Şerifde bir iş ve mes ele hakkında olan açıklık ve bu şekilde açık olan kelâm ve âyet. Akide. * Bir haberi kimden aldığını söyleyerek, en nihayet… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
deli — sf. 1) Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan, mecnun 2) Coşkun, azgın (hayvan, duygu vb.) Bu deli öfkeyi kime veya nelere, bir namlu gibi çevireceğini bilemiyordu. T. Buğra 3) mec. Davranışları aşırı ve taşkın olan (kimse), çılgın Ben… … Çağatay Osmanlı Sözlük